Affet, Özgürleş!

Affetmek Ne Değildir? | Bilgikilavuzu.com

Çok farklı akıyor hayat. Kimsenin hayalleri gerçekleşmiyor her zaman. Bazılarınınkilerse belki de hiçbir zaman. Kırılıyoruz, inciniyoruz, acı çekiyor, öfkeleniyoruz. Bazen geçmişte bırakalım diyoruz üzüntülerimizi ama kolay değil hiç. Biriktirip götürüyoruz hepsini yürüdüğümüz yol boyunca. Sırf bu yüzden sevinçlerimizi, heyecanlarımızı, aşkımızı da doyasıya yaşayamıyoruz belki. Kalbimizi tutan bir şey var ve asla bırakmıyor. Bazen yumuşasa da küçük bir duygumuzda sıkıveriyor tekrardan, hatırlatıyor kendini. Peki ne yapabiliriz hafiflemek için. Üzüntülerimizle, kırgınlıklarımızla nasıl barışabilir; olanları nasıl kabullenebiliriz? Ne yapabiliriz ki; nasıl affedebiliriz geçmişi, kendimizi, kızgınlıklarımızı ve kızdıklarımızı?

En çok nelere kırılıyoruz, kimler üzüyor bizi? En sevdiklerimiz galiba. Kiminin anne babası, kiminin sevgilisi, kiminin de en yakın arkadaşı. Herkesin hataları olur tabii, bütün iyi ve kötü insanların. Peki bu hatalar ya kapatılamayacak kadar büyük hasarlar açıyorsa ya affetmek isteyip de affedemiyorsak bir türlü? Bu yazımda affetmekten, affedebilmekten ve affedememekten bahsedeceğim. Çünkü biliyorum ki birçoğumuzun yaşadığı en büyük sıkıntılardan biri. Hele de bizi üzen, bize hata yapan o kişi hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam ediyorsa…

Başımıza gelen kötü şeylerin sorumlusu kimdir? Biz mi yoksa karşımızdaki mi? Belki de ne biz değilizdir ne de karşımızdaki. Olayı büyütmüş, yanlış algılamış da olabiliriz tabii. Ama sorumlusu her neyse hoş olmayan sonuçların doğduğu bir gerçek. Peki bizler bunları hak ediyor muyuz? Hayır, bence asla hak etmiyoruz. Bize bir kötülük yapıldığında veya birisinin bize zarar verdiğini, üzdüğünü hissettiğimizde yani bu durumu fark edebildiğimizde ne yapıyoruz ilk ? Sinirleniyor, üzülüyor eğer karşımızdakine veya kendimize bunu konduramıyorsak inkar ediyoruz. Türlü yalanlarla kendimizi kandırıyor, bir bakıma olayı iyileştiriyoruz. Ama ne yazık ki kapatamıyoruz üstünü. En ufak bir rüzgarda yeniden çıkıyor karşımıza. Böyle durumlarda yapmamız gereken en sağlıklı şey bunu, bize yapılan şeyi, üzüldüğümüzü kabul etmek yani durumun farkına varmak olacaktır. Belki bu bizi daha da çok üzecek, kızdıracak ama bizi besleyen ve büyüten de bu duygular değil midir? Acı da yaşamamız gereken bir duygu. Yalnız kalıp kendimizi dinlemeliyiz belki de. Acıyı çekmemiz için zaman yaratmalıyız ki ancak bu şekilde rahatlarız. Kızgınlığımızı yeterince hissetmeli, öfkemizi atmalıyız. Çünkü öfke gibi duygular bizi daha güvenli ve mutlu olduğumuz bir alana itme görevindedir. Bir uyaran niteliğindedir kısaca. O ortamdan, kötü duygu ve düşüncelerden uzaklaşmamızın ilk adımı. Ancak her şeyin olduğu gibi bu öfkenin de fazlası zararlı tabii. Kendimize, ruh ve beden sağlığımıza zarar verecek; yaşadığımız hüznü ve kızgınlığı kine, nefrete, intikam alma isteğine dönüştürecek düzeye gelmemeli.

Peki bir sonraki adım ne? Uzaklaşmak. Bizi üzen kişilerle, affetmek istediklerimizle aramıza birazcık mesafe koymak. Kaçmıyoruz tabii ki, dediğim gibi sadece kötü duygulardan, zararlı insanlardan uzaklaşıyoruz. Böylece kendi güvenli alanımızı ve zamanımızı genişletebilir, durumu da kabullendiğimiz için üzülmekten korunabiliriz. Bu asla karşımızdakinin suçsuz olduğunu kabul etmek değildir tabii ki. Yaptıklarını görmezden gelmek, geçmişi tamamen kapatmak değil. Ya eğer uzaklaşamıyorsak? Bu durumlarda yapılabilecek en güzel şey sorunlarımızı konuşarak güzel bir dille çözmek. Fakat ne yazık ki bu her zaman mümkün olmuyor. Çevremde gözlemlediğim kadarıyla çoğu insan daha da sinirleniyor ve ortaya iyice düğümlenmiş bir sorun ortaya çıkıyor. Oysa tek yapılması gereken karşılıklı empati.

Affetmek geçmişi değiştirmez, ama geleceğin önünü açar.

Affetmek / Affedebilmek | Psikoloji & Psikiyatri

Affedelim, affedelim ki kalbimizi sıkan o güçten arınıp rahatlayabilelim. Geçmişte takılı kalmayıp anı ve geleceği rahatça yaşayabilelim. Ben affetmekten yanayım. Peki her zaman yukarıda anlattığımı uygulayabiliyor muyuz? Sanmıyorum. Bazen affetemeyebiliriz değil mi, affetmek istemeyebiliriz de. Hangisi bize daha iyi gelecekse öyle davranmalıyız belki de. Nasıl mutluysak, nerede güvenli hissediyorsak orada olmalıyız. Affetmek isteyen herkesin affetmesi dileğiyle.

YAZAR: Selin Karaca

İnternet sitesi https://mubatblog.online
Yazı oluşturuldu 180

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

English EN Français FR Español ES Türkçe TR
%d blogcu bunu beğendi: