Obstetriye Yeni Bir Boyut:Yapay Rahim

Artan sanayileşmeyle insanların doğal gıdalara ulaşmasının zorlaşması,yoğun strese maruz kalınması,aşırı sigara ve alkol kullanımı gibi birtakım nedenler insanların genel sağlığını etkilemesinin yanında üreme sağlığını da hayli bozmuştur.Hal böyle olunca,çocuk isteyen çiftlerin de gittikçe doğal yollarla bu amaca ulaşmaları güç hale gelmeye başladı.

Fotoğraf:Pexels

Gelişen teknolojilere en ön sıralardan uyum sağlayan tıp dallarından biri de jinekoloji ve İn Vitro Fertilization yani tüp bebek imkanlarından Intra Uterin Insemination(Aşılama) ‘ya kadar döllenmeyi sağlayan birçok yeni teknik geliştirildi.Tüp bebekten bahsetmişken bu yöntemle doğan ilk bebeğe de değinmek istiyorum.1978 yılında doğan Louise Brown isimli kız bebeğin,normal adet döngüsüne sahip olan annesinin yumurtalıklarından tek bir ovulasyon öncesi olgunlaşmış yumurta alındı ve laboratuar ortamında döllenmesi sağlandı.Embriyo blastokist evresindeyken de annesinin rahmine transfer edildi.1

Bugün dünyada milyonlarca çifte anne baba olma şansı veren IVF yani halk arasında tüp bebek olarak bilinen yöntem kabaca şu prensiplerle işliyor:

Öncelikle kontrollü ovaryan stimülasyon ile yani insan gonadotropin hormonları aracılığıyla annenin oositleri matür hale getiriliyor.Daha sonra yumurtalıktan olgun oositler alınarak ve babadan da spermler alınarak laboratuar ortamında spermlerin oositleri döllemesi bekleniyor1.Oluşan birden fazla embriyodan en sağlıklı olanının anneye verilmesi için birtakım “preimplantasyon öncesi genetik test”,”embriyo kültürü oluşturulması” gibi işlemlerden geçiyor ve en sonunda kaliteli embriyo annenin uterusuna transfer ediliyor.

Rahim dışı döllenmenin bu kadar başarılı olması bilim insanlarına,infertilite dışında doğal yollarla hamile kalmalarına engel hastalığa sahip kadınların çocuk sahibi olabileceğine dair umut verdi2.Bunların yöntemlerin başında ise Yapay Rahim geliyor.Yapay rahmi,rahmiyle ilgili hastalığı olan,bu bölgede birtakım girişimlerden,travmadan dolayı hasar olan anne adaylarının bebekleri için iç ortamın özelliklerini taşıyan ve onların gelişimine olanak tanıyan bir tıbbi görüş olarak tanımlayabiliriz2.Hatta henüz araştırma ve klinik çalışma aşamasında dememiz daha doğru olur.Yapay uterusta olması gereken özellikler arasında; anne kanından beslenmeyi ve sıvı replasmanını sağlama,besin ve oksijen desteğinin yanında atık maddeleri fetusun vücudundan uzaklaştırma gibi gereklilikler sıralanabilir2.

2017 yılında Philadelphia Çocuk Hastanesinde gebelik yaşı insanda 22 veya 23 haftaya denk gelen 8 tane fetal kuzu,şeffaf torbalara yerleştirilerek ve göbek kordonlarına oksijen verilerek haftalarca sağlıklı bir şekilde gelişimlerini sürdürdü3,4.Bu çalışmayla riskli ve çoğul gebelikler,tekrarlanan başarısız gebelik girişimleri ve düşükler yaşayan hastalarda hekimlerin pratiğinde kullanabilecekleri bir yöntem olup olamayacağı konusunda birçok kişide soru işaretleri oluştu.

Son olarak,yapay rahimle ilgili etik konularda tıp dünyasının henüz birlik olduğunu söylemenin henüz şu aşamada zor olduğunu da söylemeden geçmeyelim!

Referanslar

  1. Eskew, A. M., & Jungheim, E. S. (2017). A History of Developments to Improve in vitro Fertilization. Missouri medicine114(3), 156–159.
  2. Bulletti, C., Palagiano, A., Pace, C., Cerni, A., Borini, A., & de Ziegler, D. (2011). The artificial womb. Annals of the New York Academy of Sciences1221, 124–128. https://doi.org/10.1111/j.1749-6632.2011.05999.x
  3. https://www.technologyreview.com/2017/04/25/152183/animals-set-survival-record-inside-artificial-womb/
  4. https://kurious.ku.edu.tr/haberler/yapay-rahimde-yasam/

Yazar: Çağla Orbay

İnternet sitesi https://mubatblog.online
Yazı oluşturuldu 180

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

English EN Français FR Español ES Türkçe TR
%d blogcu bunu beğendi: