Resim yapmanın göreceli olarak yetenek ve yaratıcılık becerisi gerektirdiği herkes tarafından bilinir. Tarihte bir iz bırakabilmek ve tanınmış bir ressam olmak için de gerçek manada farklı bir şeyler yapabilmek, yeni bir şey yaratabilmek gerekir. Ressamlar tarih boyunca yaratıcılıklarını beslemek ve resim yapabilmek için farklı teknikler geliştirdiler. Bu yazımda sizlere 3 farklı deli/dahi olarak adlandırılan ressamın ilham kaynaklarından ve resimleri yaparken kullandıkları tekniklerden bahsedeceğim.
Salvador Dali:
Dali ressamlığından çok deliliği ile tanınan biriydi. Öyle ki çalışanlarına maaş ödemek yerine onlara yaptığı resimlerden veriyordu. Aynı şekilde bir restoranda yemek yediği zaman çek defterini çıkarır üstüne ödemesi gereken miktarı yazmak yerine minik karikatürler çizerdi. Bu çeklerin normalde bir değeri olmamasına karşın Dali imzalı karikatürler yemeklerin fiyatından bile çok daha pahalıya satılırdı.
Eşi Gala onun ilham perisiydi. Dali, tanıştıkları andan itibaren sürekli Gala’yı resmetti. Çok ilgisiz resimlerinde bile tablonun bir köşesinde Gala’ya yer verdi.
O tablolarında resmettiklerini rüyalarında görüyordu.
Salvador Dali eline genellikle metal bir kaşık veya anahtar alıp öğlen uykusuna yatıyor tam uykuya daldığında ise eli gevşeyip anahtar yere düşüyordu. O da uyanıp uyku ile uyanıklık arasında hayal ettiklerini resmediyordu.
Dali aynı zamanda çok alakasız şeyleri birbirleriyle bağdaştırabiliyordu. Örneğin belleğin azmindeki eriyen saatlerin ilham kaynağının, sıcak ağustos güneşi altında eriyen bir peynir olduğunu söyledi.
Van Gogh:
Van Gogh resimlerinde ilham kaynağı olarak iplik yumaklarını kullandı. Farklı iplik yumaklarını bir araya getirip resimlerinde bu renkleri kullanıyordu. İplik yumaklarının dokusuyla da ayrıca ilgileniyordu. Resimlerinde iplik yumağı benzeri dokuları kullandığını görebilirsiniz.
Bir araştırmaya göre Van Gogh renk körü olduğu için resimlerinde genellikle sarı tonlar kullanıyordu. Başka bir teoriye göre ise psikolojik sorunları yüzünden kullandığı ilaçların yan etkilerinden biri sarı tonlarında görmeye neden olmuş. Yani Van Gogh dünyayı zaten sapsarı görüyormuş.
Pablo Picasso:
Kübizm akımının kurucusu ve en büyük sürrealist ressamlardan biri olan Picasso’nun bir çok ilham kaynağı vardı. İlk zamanlarında yakın bir arkadaşının intiharı ve çektiği maddi sıkıntılardan dolayı depresif ve melankolik bir haldeydi. Bunun sonucunda eserlerinde hep bir hüzün hakim oldu. O yıllardaki tüm resimlerine mavi renk hakimdi. Sanatçı, bu rengi hüznü ifade etmek için kullandı. Mavi tablolarının hepsinde yoksullar, dilenciler, çaresiz insanlar ve umutsuzluk yer aldı.
Sonrasında Picasso ilk eşi Fernande Olivier ile tanıştı. Picasso’nun o dönemdeki mutluluğu eserlerine yansıdı. Resimlerinde pembe ve tonlarını kullanan sanatçı, çizgi ve desen kullanımına da önem verdi. Bu dönemde hem palyaço, sirk çalışanları ve akrobatları resmetti hem de duygu yüklü eserler yarattı.
1937 yılında Ispanya iç savaşı sırasında bombalanan Guernica şehrinde yaşanan vahşet onu çok etkiledi. Böylece dünyanın en etkili savaş karşıtı eserlerinden biri sayılan Guernica’yı resmetti.
Picasso’yu asıl Picasso yapan kübizm akımı etkisinde resmettiği tablolarda ise Matisse’in ona gösterdiği Afrika maskelerinden etkilendi.
İlham öyle bir şey ki nereden geleceğini asla bilemezsiniz. Bazen bütün dünyayı etkileyen bir olay size ilham kaynağı olabilir. Bazen bir iplik yumağı kadar küçük bir şeyden etkilenirsiniz. Bazense yaratıcılık için dönüp içinize bakmanız yeterli olur.
Kaynakça:
https://listelist.com/salvador-dali-hakkinda/
https://populerakim.com/genel/salvador-dali-ve-ilham-kaynagi-gala/
https://www.oggusto.com/sanat/sanatci/pablo-picasso-hayati-eserleri-ve-bilinmeyenleri
https://orguaski.com/van-goghun-ilham-kaynaklari
https://www.hurriyet.com.tr/kelebek/muthis-sarinin-sirri-van-gogh-un-ilaclari-39246619
Yazar: Gizem Yiğit
