BİG EYES

BİG EYES

Başrollerini Amy Adams ve Christopher Waltz’ın paylaştığı, biyografik bir filmle karşınızdayız. Senaryosu Scott Alexander ve Larry Karaszewski’ye ait olan filmin müziklerinde Danny Elfman imzası var. Hikayemize gelecek olursak ana karakterimiz 1950’lerin Amerika’sında ressamlık yapan tek çocuklu dul bir kadın olan Margaret Keane.İri gözlü çocuk tabloları yapan ressamımız ikinci eşi olan Walter Keane’ın da kendisi gibi bir ressam olduğunu sanıyor. Evliliklerinin başlarında gayet iyi anlaşan ve birbirini seven bir çift görüyoruz.Margaret kocasını kendisi için bir şans olarak görüyor ve kızıyla kocasıyla güzel bir hayat kuruyor. Walter kendi resimlerini de Margaret’ın resimlerini de galerilere pazarlamaya çalışıyor ama başlarda ilgi çekmiyor.Walter’ın resimleri ilgi çekmezken Margaret’ın resimleri ürkütücü bulunuyor.Ama bir gün Margaret’ın bir resmi çok dikkat çekiyor ve Walter onu kendi resmi olarak tanıtıyor. İşte her şey o gün başlıyor. Kocası Margaret’ı resimlerinin satılması için onları kendisinin olarak tanıtması gerektiğine inandırıyor. Margaret tüm gün çatıya kapanıp resim yapıyor ve bunu çocuğundan bile saklıyor. Walter resimleri o kadar iyi pazarlıyor ki zamanla çok ünlü oluyor. Margaret hiçkimseye doğruyu söyleyemiyor, zamanla kimseyle konuşamaz oluyor ve arkadaşsız kalıyor.Walter ise halinden çok memnun ve sürekli karısından daha fazla resim istiyor, röportajda neyden etkilendiğini söylemek için bile Margaret ile konuşuyor. İşler büyüdükçe ve tanınırlıkları arttıkça Margaret kocasının bir nevi kölesi oluyor. Güzel bir eve taşınıyorlar ve Margaret tüm gün oradaki odasında resim yapıyor ve her sorunda kocasının öfke nöbetleriyle karşı karşıya kalıyor. Bir gün Margaret kocasının eskiden kendi yaptığını söylediği bir resme bakarken isim kısmındaki boyayı farkediyor. Kazıyınca altından başka bir isim çıkıyor. Kocasına onun ressam olmadığını bildiğini söyleyince; kocasının Paris’te sanat eğitimi de almadığı ortaya çıkıyor. Karısının tüm başarısını üstüne alıp lüks bir hayat sürmeye başlayan Walter, bunların hiçbirini kaybetmek istemiyor.Başarısızlıkları da karısının üstüne atıyor. Bir başarısızlığın sonunda karısına ve karısının kızına saldırmaya kalkıyor. Margaret, kızını da alıp arabayla kaçıyor.

Kızıyla yeni bir hayat kuran Margaret kocasından sadece kurtulmak istiyor. Ondan hiçbir şey istemeyince Walter onu daha fazla kullanabileceğini anlıyor ve Margaret’tan daha fazla resim istiyor. Başta Margaret bunu kabul ediyor ama zamanla bunun bitmeyeceğini anlayınca resimlere kendi adını yazarak gönderiyor.Bir radyo programında Margaret her şeyi itiraf ediyor. Sonrasında kızının da cesaretlendirmesiyle Margaret,Walter’a dava açıyor.

Margaret Keane

Dava da Walter yine şov yapmaya çalışıyor ama hakim bunu çözmek için resim yapmalarını isteyince işler terse dönüyor. Herkesin gözü önünde Margaret yeni bir tablo yaparken,Walter hiçbir şey yapamıyor. Karar Margaret’ın lehine çıkıyor. Çıkışta gazeteciler ve hayranları bekleyen Margaret çok seviniyor.

Margaret artık kimseden gizlemeden resimlerini yapıyor insanlarla rahatça konuşuyor ve sanat camiası da onu içine alıyor. Walter ise asla resimleri Margaret’ın yaptığını kabul etmiyor ama bir daha resim de yapamıyor.Margaret hala her gün resim yapıyor ama resimlerindeki insanlar artık gülümsüyor:).

İnternet sitesi https://mubatblog.online
Yazı oluşturuldu 180

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

English EN Français FR Español ES Türkçe TR
%d blogcu bunu beğendi: