Küçük Yaratıklar

Dünya tarihinde salgınlar birçok dönemde görülmüş ve resimden edebiyata, bilimden müziğe yani insanla ilişkili her alanı etkilemiştir.

İtalya’da veba salgını sürerken, Nicolas Poussin; Aşdod kentinde gerçekleşen epidemiyi konu alan bir eser oluşturmuştur.

Samuel 1 kitabının beşinci bölümünde yer alan bir anlatıya göre, o dönemde yapılan bir savaştan sonra Filistinlilerin, İsraillilerin kutsal saydığı ve Tanrının kutusu olarak nitelendirdikleri Ahit Sandığını çalması üzerine; Tanrı, öç almak amacı ile Aşdodlulara vebayı gönderir.

Plague of Ashdod

Eserin arka planında, çalındığı söylenen Ahit Sandığı tasvir edilmiştir. Onun altında, Aşdodluların tanrısı Dagon’un heykelinin kendiliğinden yıkılmış halde olduğu ve önünde bir grup insanın şaşkın halde bu manzarayı izledikleri görülmektedir. Belki de bu sahne, insan yaşamını tehdit eden herhangi bir durumda insanın ilk endişesinin kendi yaşamını güvenceye almak olacağını ve güvence altındayken uğraştıkları sanat, din, felsefe gibi uğraşları bir kenara bırakacaklarını gösteriyordur.

Eserdeki en dikkat çekici ve şaşırtıcı unsurlardan biri de farelerdir. O dönemde veba vektörü henüz izole edilmemiş halde olmasına rağmen muhtemelen, vebanın fare sayısının ve bununla beraber fare ölümlerinin de artışıyla başladığı, dönem insanları tarafından gözlem ile tecrübe edilmişti.

Eserin ön planı kompozisyonun en dikkat çekici figürlerini içeriyor. Yerde ölü bedenler uzanırken annesini yanında oturan bebeğe doğru uzanmış adam, onu uzaklaştırmaya çalışır gibi görünüyor. Yine sağ tarafta sarı giysili bir adamın elinin bir çocuğa doğru uzanış biçimi, adamın çocuğun yaklaşmasını engellemek istiyor olabileceğini gösteriyor. Bu figürler ve arka planda kaçışan ve ölüleri taşımakla uğraşan insanlar bir salgının toplumu nasıl etkilediğini göstererek esere genel bir kaos havası veriyor. Salgının insanları birbirinden uzaklaşmaya mecbur bıraktığı gözler önüne seriliyor.

Eser hakkında dikkate değer bir diğer unsur ise ön plandaki figürlerin sanki vebanın bulaş yolunu biliyormuş gibi ağızlarını ve burunlarını elleriyle kapatıyor olmalarıdır. Bu da salgınla ilgili bazı gerçeklerin henüz bilimsel olarak kanıtlanmasından çok önce, hatta milattan önceki yıllarda bile tecrübe ve gözlem ile salgını yaşayan kişiler tarafından uygulanıyor olduğunu gösteriyor.

Bir ev ya da çiftlik inşa ederken, sağlıklı rüzgarların estiği ağaçlık tepeler özellikle tercih edilmelidir. Bununla birlikte yakınlarında bataklık bulunan yerlere özellikle dikkat edilmelidir.  Çünkü bu yerlerde gözle görülemeyecek kadar küçük yaratıklar yaşamaktadır. Bunlar havada uçuşarak ağızdan ve burundan vücuda girerek ciddi hastalıklara neden olmaktadırlar. (Marcus Varro, yaklaşık MÖ. 46 yılı)

Tarihte belki de en çok can alan bir diğer salgın da smallpox (çiçek hastalığı) salgınıdır.  Smallpox’ın ilk defa, milattan önce 10.000 yılında Afrika’nın kuzeybatısında daha ilk tarımsal yerleşimler kurulurken ortaya çıktığına inanılır. Hastalık, Avrupa’ya ilk defa beşinci ve yedinci yüzyıllar arasında gelir ve Orta Çağ boyunca epidemic olarak seyreder.

Smallpox, toplumunun tüm kademelerini etkileyerek 400.000 kişinin ölümüne ve hayatta kalanların da üçte birinin kör kalmasına sebep olmuştur.

İngiltere’de vaka-ölüm oranları %20 ila %60 arasında değişiklik gösterirken hastalık, hayatta kalanların çoğunu şekil bozucu yara izleriyle yaşamaya mahkûm etmiştir. Bebeklerde ise vaka-ölüm oranları daha da yüksekti. Geç 1800’lerde Londra’da %80lere ulaşmışken Berlin’de %98 civarındaydı.

Smallpox lezyonları

O dönemde smallpox geçirenlerin hastalığa karşı bir bağışıklık geliştirdikleri ve bir daha hasta olmadıkları biliniyordu. Bunun yanında hastalığı tedavi etmek için birkaç yöntem kullanılıyordu.

Orta Çağ döneminde çeşitli bitkisel tedavilerin yanında hastalara soğuk uygulanması da kullanılan yöntemler arasındaydı. Dr. Sydenham, hastalarını odalarında ateş yakılmasını yasaklayarak ve sürekli olarak bir pencerenin açık tutulmasını önererek tedavi etmeye çalışıyordu. Bu yöntemlere rağmen aşının bulunmasından önce smallpox’a karşı en başarılı etkiyi gösteren yöntem inoculation işlemiydi. (Inoculation veya variolation terimleri birbirlerinin yerine kullanılabilip aynı anlamı taşımaktadırlar.)

18.yüzyıldan çok önce Afrika, Hindistan, Çin gibi ülkelerde kullanılan inoculation işlemi basitçe smallpox hastalığına yakalanmış kişinin vücudundaki lezyonlardan bir kesit alınıp immune olmayan bir başka kişinin deri altına sürülmesiyle kişinin smallpox’a karşı bağışıklık geliştirmesini sağlamaktır.

1670 yılında inoculation işlemi Osmanlı İmparatorluğu’na Çerkezler tarafından tanıtıldı. Efsanevi güzellikleriyle imparatorluğun hareminde çok revaçta olan Çerkez kadınlarının, hareme giriş yapılmadan önce, vücutlarının görünmeyen kısımlarına inoculation işlemi uygulanıyordu.

Variolation, Avrupa’ya 18.yüzyılda, İstanbul’dan dönen gezginler tarafından tanıtıldı. Fakat, uzun bir süre, bu yeni yöntem; korumacı Avrupa doktorlarının yöntemlerini değiştirip bu yeniliği benimsemelerine hemen sebep olamadı.  

O dönemde smallpox’a yakalanıp hayatta kalmayı başaran ancak yüzünde, güzelliğini ondan alıp götüren yara izleriyle yaşamaya mecbur kalmış asilzade Lady Mary Wortley Montague, yirmi yaşındaki kardeşini de smallpox’tan kaybedince bu hastalıkla savaşmak için bir motivasyon edindi.

Türk kıyafetleri içinde Lady Montague

Lady Montague’nün kocası Edward Wortley Montague İstanbul Büyükelçisi olarak görevlendirilmişti. İstanbul’a yaptıkları bir seyahatte orada uygulanmakta olan variolation yöntemini gören Lady Montague, aynı yöntemi cerrah Charles Maitland’i görevlendirerek beş yaşındaki oğluna yaptırır. Daha sonra dört yaşındaki kızı üzerinde de uygulanan aynı yöntem başarı elde edince Avrupa’da yeni bir dönem başlamış olur.

Charles Maitland, variolation yöntemi üzerine yaptığı deneylere Newgate hapishanesinden altı mahkûm ile devam etmiştir. Tüm mahkûmlar deneyden sağ çıkmıştır ve daha sonrasında smallpox’a maruz kaldıklarında bağışıklık gösterdikleri saptanmıştır.

Variolation işlemi yapılan kişilerin %2 ila %3 kadarının ölmesine, başka bir epideminin kaynağı olmasına veya prosedür sırasında bulaşan başka bir hastalığa (tüberküloz, syphilis) yakalanmalarına rağmen, variolation; Avrupa’da hem aristokratik hem de sıradan kişiler arasında hızla popülerleşmeye başladı.

Variolation işleminden sonra, smallpoxa yakalanan vakaların vaka-ölüm oranları işlemin uygulanmadığı smallpox vakalarında olduğundan 10 kat azalma göstermiştir.

1757 yılında variolation işlemi uygulanan binlerce kişiden biri de o dönemde sekiz yaşında olan Edward Jenner’dı.

Jenner, yıllar boyunca süt sağan kadınların, sığırların smallpox’ı cowpox’a yakalandıktan sonra bir daha smallpox’a yakalanmadıkları konusunda hikayeler duymuştur.  Jenner, bu bağışıklığın bir başkasına da aktarılabileceğini düşünerek 1796 yılının mayısında kollarında ve ellerinde cowpox lezyonları bulunun geç sütçü kız, Sarah Nelms’i buldu.

Edward Jenner

14 Mayıs 1796’da sekiz yaşındaki James Phipps’e Nelms’in lezyonlarını kullanarak inoculation işlemi uyguladı. İşlemi takiben çocukta hafif ateş ve koltukaltında rahatsızlık, işlemden dokuz gün sonra ise üşüme ve iştahsızlık gözlendi. Ancak bir sonraki gün çocuk çok daha iyiydi. Temmuz 1796’da Jenner çocuğa yeniden inoculation işlemini uyguladı ancak bu sefer taze smallpox lezyonlarını kullandı. Hiçbir hastalık gelişmedi ve bağışıklık sağlanmış oldu. Jenner, bu yeni işlem işin vaccination terimini kullanmak istedi. (Vaccination, aşılamanın İngilizcesi) Latince inek anlamına gelen vacca kelimesinden türeyen bu yeni yöntem ileride smallpox virüsünün dünya üzerinden silinmesinde atılan ilk büyük adımlardan biri oldu. Günümüzde sayısız hastalığın gelişmesini engelleyen aşılama da Jenner tarafından bulunmuş oldu.

Referans:

Riedel, Stefan. “Edward Jenner and the history of smallpox and vaccination.”

Baylor University Medical Center Proceedings. Vol. 18. No. 1. Taylor & Francis, 2005.

Poussin’in Aşdod Vebası: Hastalığa ‘dokunan’ ressam, Melishan Devrim https://www.gazeteduvar.com.tr/poussinin-asdod-vebasi-hastaliga-dokunan-ressam-haber-1526664

Alıntı:

Dr.Eugene W.Straus, Alex Straus. Tıbbi Mucizeler.

Fotoğraflar:

https://www.researchgate.net/profile/Robin-Weiss-2/publication/273324040/figure/fig2/AS:294821076979712@1447302230014/Lady-Mary-Wortley-Montagu-in Turkish-costume-Copyright-National-Portrait-Gallery.png

https://www.ctexplored.org/wp-content/uploads/2015/09/Small-pox-illustration–scaled.jpg

https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/0/0c/Edward_Jenner._Oil_painting._Wellcome_V0023503.jpg/1200px-Edward_Jenner._Oil_painting._Wellcome_V0023503.jpg

https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/f/f4/The_plague_of_ashdod_1630.jpg

Yazar: Pelin Erdoğan

İnternet sitesi https://mubatblog.online
Yazı oluşturuldu 180

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

English EN Français FR Español ES Türkçe TR
%d blogcu bunu beğendi: