Güzellikle Lanetlenmiş Bir Kadın
“Yağmur tanelerinin hikayesini bilir misin dedi, sahibi olmayan bir ses. Her yağmur tanesi yeryüzüne inmeden önce nereye düşeceğini dilermiş. Kimisinin dileği kabul olur yağmurunu başlatırmış, kimisinin de kabul olmaz öyle ya hiddetinden fırtınaya gebe kalırmış. Şimdi sıra sende. Gözlerini kapa ve dileğini tut. Kimin suretine düşmek istersin, kimde yok olmak istersin? Şşşş! Sessiz ol. Gözlerini açtığında anlayacaksın dileğinin kabul olup olmadığını. Sadece bekle..“
Gelmez zaman gider zaman… Bütün renklerin güzelliği kâinatta, kâinatın güzelliği onda. Eski zamanın birinde güzelliği dillere destan genç bir kız yaşarmış. Öyle güzelmiş ki bu kız tanrıları aşka, tanrıçaları kıskançlığa sürüklermiş. Yüzüne bir bakan bu güzelliğin büyüsüne kapılır bir daha bakarmış. Bu genç ve güzel kızın ismi Medusa.
“Sonunu bilsen de yine aynı dileği mi dilerdin?..
Ey dilber, süvariyim, bulunmaz, yetişilmez, hiçbir handa durmaz, peyda olmaz bir avareyim ben.
Sen ey güzel, gözlerine münhasır bu kimliği ne vakit bulur, ne vakit ona yetişirsin? Bu can sende peyda olmak ister bilmez misin?”
Medusa Zeka Tanrıçası olan Athena’ya ait bir tapınakta yaşamaya başlamıştı. Rahibe olan bu genç kızın gözü inancından başka hiçbir şey görmüyordu. Kapısını çalanlardan bihaber kendisini tanrılara adamıştı. Athena ise denizlerin efendisi Poseidon ile birlikteydi. Poseidon, karısı Athena’nın tapınağında yaşayan güzeller güzeli Medusa’yı gördüğü an herkes gibi kendisi de Medusa’nın güzelliği karşısında büyülenmişti. Ancak bir ölümlüye ilgi duymak küçümsenecek bir hareket olacağı için Medusa’ya olan ilgisini inkâr etti. Gel gör ki baş tanrı Zeus bu durumun farkındaydı. Poseidon, duygularını uzun bir süre belli etmemeye çalışsa da bir gün gizlice tapınağa giderek Medusa’ya zorla sahip oldu. Medusa, bu yaşananlardan sonra Athena’nın tapınağında kalmaya devam ediyordu. Ancak çok kötü bir haldeydi. Athena durumu öğrendiğinde ise artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı, derin bir öfke içinde Medusa’yı ve kardeşlerini lanetlemeye karar verdi. Athena, Medusa ve iki kardeşini birer ifrite dönüştürdü. Medusa’nın saçlarının her bir telini zehirli bir yılana ve Medusa’yı da baktığı herkesi bakışlarıyla taşa çeviren bir canavara dönüştürmüştü.
“Ölümü dilemekti bu, kutup yıldızını gördüğün bir gecede bile bile çoban yıldızını takip etmekti, sonunu bildiğin hikayeye niye kendi sonunu yazarsın ki?
Çoban yıldızı, yol bilmem, han bilmem, sevda nedir hiç bilmem.
Bakışıyla kervan kıran dilber açma sakın dideni yoksa şaşar kıblem. Bakma sakın yüzüme taş olur yüreğim son bulur nefesim yüzünden..”
Artık kimse Medusa’nın yüzüne bakamıyordu. Eşsiz güzelliği lanetlenmişti, belki de bu kadar güzel oluşu bir lanetti. Ne fayda güzelliği gitmişti artık ve baktığı herkes taşa dönüşüyordu. Yine de öfkesi dinmedi Athena’nın. Bu yüzden Medusa’yı öldürmeye karar verdi. Athena üvey kardeşi Perseus ile iş birliği yapıp orak şeklinde bir kılıç ve kalkanı Perseus’a verdi. Perseus kalkandan yansıyan görüntüye bakarak Medusa’nın kafasını kesti ve bu sayede göz göze gelmeyip taşa dönüşmedi. Ancak o sırada Medusa hamileydi, kanların fışkırdığı Medusa’nın cansız bedeninden Poseidon’dan olan çocukları Pegasus ve Chrsyar çıkıverdi.
“Tut ki bir yağmur damlasının dileği onu görmekti
Tut ki bir yağmur damlasıydım
Tut ki onu görmeyi diledim
Ve bil ki;
sonumu bilsem bile sonunu görmeyi diledim.”
Kaynakça;
https://www.dinvemitoloji.com/2018/01/medusa-efsanesi.html
https://www.sanatperver.com/medusa-efsanesi-nedir/
https://medyaveiletisim.kulup.tau.edu.tr/bakma-tas-olursun-medusa/
Pinterest- Perseus and Medusa
Yazar: Dilara Nur Turan