SEN AYDINLATIRSIN GECEYİ

Sen Aydınlatırsın Geceyi, Onur Ünlü’nün senaryosunu yazdığı ve yönettiği Türkiye’de daha önce denenmemiş kendine has tekniklerle çekilen bir kara sinema örneğidir. İçerdiği metaforlar ve ilginç konusu ile Türk sinemasının nadir filmlerinden. Absürt ama bir o kadar bizden olan bu yapım naif aşk hikayesi ile izleyicileri kendine bağlıyor.

Filmin başında oyun yazarı olan Euripides‘in “İnsan endişeden yaratılmıştır.” sözü karşılıyor bizi. Onur Ünlü’ye neden böyle bir başlangıç cümlesi seçtiği sorulduğunda ise; “Dünyada bulunmak endişeye sebebiyet verir. Aslında sadece bu filmin değil, bütün filmlerin başına yazılabilir bu söz. Bütün kitapların. Hatta fırınların, bakkalların, mezarlıkların. Saunaların bile… Eğer buradaysak, ne olacağıyla; hatta şu ana kadar ne olduğuyla ilgili sürekli bir şüphe hali içinde oluruz. Aramızdan çok azı bu şüpheyi aşıp sükuna erebilir. Onlar da bize küçücük bir ipucu bile vermez maalesef. O ipucunu bulabilirsek biz buluruz…” cevabını veriyor. Anlatacak çok şeyi olan ve bunu kendine has tekniklerle aktaran Onur Ünlü koyduğu motiflerle filmi daha da derinleştiriyor. 

“Ya her şeyi bilince ya da hiçbir şey bilmeyince böyle kafası karışık olur insanın.” 

Sen Aydınlatırsın Geceyi Ege bölgesinin Akhisar beldesinde geçmekte. Esas karakterimiz Cemal, Akhisar’da babası ile aynı evde yaşayan ve aynı berber dükkanında çalışan genç bir adamdır. Herkesin birbirini tanıdığı bu kasabada her şey sıradan gibi görünse de bu sıradanlıkların içinde her bir karakterimizin özel güçleri bulunmakta. Filmin en sevdiğim kısmı Onur Ünlü’nün bu fantastik ögeleri günlük hayatın içine çok güzel yedirmiş olması.Gökten taş yağması, doktorun kan ağlaması, dünyanın tepe taklak olması ve bunların Anadolu’da bir taşrada olması gayet doğal durmaktadır. Filmin yarattığı karakterlerin her biri tek tek incelenip üstünde düşünmeyi de hak eder.Yazının başında da söylediğim ve filmin içerisine yedirilmiş olan bu metaforlar insanı düşündürmenin yanında edebi bir yolculuğa çıkartıyor. Hayalimizde canlanan metaforun sinematografik iz düşümleri filmi daha da keyifli bir hale getiriyor. Tabi ki metaforların arasına saklanmayacak şeyler de var filmde. ‘Aşk’ Metafora ihtiyacı olmayan aşk, en sade ve en naif şekliyle aktarılıyor. Cemal yapabileceklerin sınırını aşıyor, Yasemin ve sevgisi ile. Cemal, aşkı Shakespeare’in dizelerinde dile getiriyor. Leonardo DiCaprio, Orlando Bloom gibi isimlerin canlandırdığı Romeo, bu sefer Cemal’de hayat buluyor. Romeo ve Juliet oyununda da kullanılan dizelerin, Akhisar’da bir evin balkonundaki Yasemin’e, Ege ağzıyla Cemal tarafından söylenmesi filmin en çok konuşulan sahnesini oluşturuyor.


Yarayla alay eder yaralanmamış olan
Bak nasıl da sararıp soluvermiş tanrıça kederlerden
Sen çok daha parlaksın çünkü
Sen tüm göklerdeki yıldızların ilki
Sen aydınlatırsın geceyi

William Shakespeare

Bir çok dalda ödüle layık görülen filmin başarısında kullanılan müziklerin, olay akışına ve filmin atmosferine uygunluğunun da önemli bir payı vardır. Özellikle Khaled Mouzanar tarafından bestelenmiş Mreyte ya Mreyte şarkısı Racha Riszk in yumuşak yorumuyla filmin olağan dışı atmosferine apayrı bir hava katmıştır.

kaynakça

https://tr.wikipedia.org/wiki/Sen_Ayd%C4%B1nlat%C4%B1rs%C4%B1n_Geceyi

Türk Sinemasının Fantastik Tek Örneği, Onur Ünlü İmzalı: Sen Aydınlatırsın Geceyi

http://sineblog.org/sen-aydinlatirsin-geceyi-insan-endiseden-yaratilmistir/

Yazar: Emine Öksüz

İnternet sitesi https://mubatblog.online
Yazı oluşturuldu 180

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

English EN Français FR Español ES Türkçe TR
%d blogcu bunu beğendi: