Bir filme güçlü bir atmosfer oluşturmak için neler gereklidir?
Bir filmdeki karakterleri ve hikayeyi çevreleyen sinematografi, ses tasarımı, kostüm, set tasarımı gibi unsurlar tekil bir ruh hali veya duygu üretmek için bir araya gelir. Film genellikle gündelik hayatta deneyimlediğimiz ruh halinin dışında baştan sona kadar tutarlı olan bir ruh hali veya duyguya sahipse güçlü bir atmosferi olduğunu söyleriz. Filmin yönetmeni Robert Eggers bir röportajında The Lighthouse’un atmosferini oluşturan birkaç elementten şöyle bahsediyor: ‘’Siyah, beyaz, huysuz, tozlu, paslı bir dünya; pipo dumanı, sakal, guernsey kazakları, tuzlu morina balığı… Bu atmosfere uyan hikaye nedir?’’ Eggers’a göre atmosfer hikayelerinin büyüdüğü bir temeldir ve çok özel, kontrollü senaryoların çoğu yaratıcı kararlar ile bu atmosferi yaratmanın hizmetindedir. Bir filmin atmosferi bir bütün olarak karmaşıktır ve etiketlenmesi zordur ancak bu atmosferi yaratmaya yardımcı olan ‘The Lighthouse’un bazı unsurlarına bakarak bunun ne olduğunu ve nasıl yaratılacağını anlamaya çalışabiliriz.
1- Sinematografi
Filmin senaryosunda da yazığı gibi siyah-beyaz sinematografi en başından beri hikayenin temel bir parçası. Siyah-beyaz sinematografi renkler yerine dokuları vurgulamaya hizmet ediyor. The Lighthouse her yüzeyin kaplandığı hissettiğimiz kir, toz ve küf içinde bir doku dünyası. Her şey paslanıyor, çürüyor ve dağılıyor. Bu siyah-beyaz seçimi dünyayı kendi gördüğümüzden farklı, benzersiz bir yere yerleştirmek için ilk adımdır. Berrak gökyüzü bile gri ve bunaltıcı hissettirir.
İkinci olarak yönetmenin kullandığı 1.19:1 en boy oranı tam kare bir kadraj ile 4:3 sessiz film en boy oranı arasında bir çerçeve yaratır. Eggers bu tercihinin deniz fenerinin yüksekliği ile görüntüler oluşturabilmek ve aynı zamanda kapalı, klostrofobik bir duygu yaratmak için olduğunu söylüyor.
Film neredeyse tamamen doğal ışıkla aydınlatılmış gibi görünüyor olsa da öyle değil. Mum ışığı gibi görünen lambaların içerisinde 500 wattlık ampuller bulunuyor. Burada söylemek istediğim bu ve bunlar gibi birçok sinematografi tercihinin hiçbirinin keyfi olmadığıdır. Her karar atmosfere hizmet etmek için alınmıştır.
2- Ses Tasarımı
Ses atmosferin hayati bir unsurudur. Lighthouse’daki atmosferi düşündüğümde aklıma ilk olarak David Lynch’in ‘’Eraserhead’’ filmi ve ses tasarımının o filmdeki karakterleri çevreleyen farklı bir dünya yaratma biçimi gelir. Lighthouse da benzer şekilde ses tasarımını karakterleri çevrelemek için kullanır. Rüzgar, dalgalar, martılar, yağmur ve hiç durmayacakmış gibi hissettiren sis düdüğü bunlardan bir kaçıdır. Özellikle sis düdüğünün karakterleri delirtebileceği hissine kapılırız. Bu da atmosferi daha uğursuz ve gizemli hale getirir. Belki seyirciyi bile delirtebilecek kadar…
3- Prodüksiyon Tasarımı
Lighthouse hakkındaki etkileyici şeylerden biri film için Nova Scotia kıyısına gerçek ve çalışan bir deniz feneri inşa edilmiş olmasıdır. Gerçek bir yerde, gerçek hava koşullarına karşı çekilmiş olması seyircinin atmosfere girmesini kolaylaştırıyor. Eggers yapım aşamasında dönem ayrıntılarına çok dikkat ediyor. Fakat dönem doğruluğu her zaman tek başına bir film için atmosfer yaratamaz. Tasarlanan kostümler, yazılan diyaloglar vb unsurlar spesifik bir zaman ve mekan hissi yaratmak için birlikte çalışırlar. İyi bir atmosfer filmin ötesine uzanır. Film bittikten sonra bile seyircinin bulunduğu mekana musallat olur. Karakterlerin dışında ve kameranın kadrajının ötesinde de var olur.
Sonuç olarak tüm bu unsurlar ‘The Lighthouse’ filminde beraber bir uyum içinde sunularak çok etkileyici bir atmosfer yaratmayı başarıyor.
Okuduğunuz için teşekkürler…
Kaynaklar:
- https://www.youtube.com/watch?v=laenJo0H3LU
- https://www.imdb.com/title/tt7984734/trivia/?ref_=tt_ql_trv
Yazar:Mert Kurtuluş
