İnsanlar, sosyal ilişkilerinde yüz ifadelerini sıklıkla ve zorunlulukla kullanan canlılardır. Yüz ifadeleri, insan davranışını kavrayabilmekte önemli bir yer tutar. Birçok sanat eserinde bu konu işlenmiş ve insan duygusunun, ifadesinin dışa vurumu ile oluşturulan sanat eserleri erdemle oluşturulan ürünler olarak görülmüştür.
İnsan davranışlarıyla ilgilenen önemli sanatçılardan biri de Leonardo Da Vinci’dir. Milano’da, Santa Maria delle Grazie kilisesinin yemekhanesinde sergilenen; İsa’nın, havarilerinden birinin ona ihanet edeceğini söyledikten sonra, havarilerin tepkilerinin tasvir edildiği “Son Akşam Yemeği” (Last Supper) adlı tablonun yapım sürecinde; Da Vinci, duyguların ifadesi üzerinde uzun zaman çalışmıştır.
Leo Perutz tarafından yazılan “Leonardo’nun Yahuda’sı” adlı kitapta, Leonardo’nun Son Akşam Yemeği tablosunda, İsa’ya ihanet edecek olan Yahuda’yı tasvir etmek için esinlenmek üzere saf kötülüğe sahip bir kişiyi Milano sokaklarında aramasını konu edinir. Kitapta Leonardo, insan duygularının tasvir edilmesinin ne kadar zor bir uğraş olduğunu şu sözlerle anlatır:
“Selamet mesajını alan bu sağırın yüzündeki ifadenin nasıl değiştiğini gözlemlemenin, kendisiyle ilgisi olmayan olaylar karşısındaki duygusuz umursamazlığının yerini önce nedenini bilmediği bir huzursuzluğa, sonra anlayamamanın verdiği sıkıntıya, ardından da ona zarar verebilecek bir şeyler olabileceği korkusuna bıraktığını izlemenin çok önemli olduğunu düşündüm. Sonra öyle bir an gelir ki, kendisinin de selamete kavuşacağını kavramaktan ziyade sezer ama sevinci ve heyecanı henüz yüzüne yansımamıştır, önce sadece sabırsızlık görülür bu yüzde, çünkü her şeyi bir an önce öğrenmek ister. Fakat tüm bunları defterime çizebilmem için bir sağırla bir süre vakit geçirmem gerekiyordu. Ama öyle birini bulamadım.”
Bir doktorun, insan bedenini ve onun işleyişini anlayabilmesi için ilgilenmesi gerekenin önce duyguların ifadesi olması gerekir. Bir doktor beynin tüm anatomik yapısını ezbere bilebilir, yüz felcinin göstergelerini ilk bakışta tespit edebilir ancak insanı ve yaşamı kavrayabilmenin temel yolu insan davranışını anlayabilmektir. Son Akşam Yemeği tablosunda anlaşılabildiği üzere, yüz ifadeleri her bireyi benzersiz bir kişilik yapısıyla kutsar. Var olmanın temel göstergesidir. Yaşamak hissetmekten geçer. Hissetmek de bunu göstermekten. İnsanı anlamak, insanın içinde olup biten yegâne değişimleri gösteren yüz ifadelerini yorumlayabilme gücünde saklıdır. Yüz, sanki gizlenmek üzere sarıp sarmalanmış beyinde neler olup bittiğini gösterir. Yüz, arkasında gizlenen kıvrımlı organın aksinin yansıdığı saydam bir örtüden ibarettir.
Peki ya yüz ifadeleri nasıl meydana gelir?
Yüz hareketleri, ifadeler, tat alma ve gözyaşı oluşturma gibi görevleri olan yüz sinirleri beyin sapındaki pons denilen bölgeden köken alır ve kafatası boyunca seyahat eder. Sekizinci cranial sinire yakın bir konumdan geçerek parotid beze girer ve stylomastoid foramen adlı bölgeden kafatasını terk eder, burada beş farklı bölgeye dallanır.
-Temporal (Frontal) Dallanma: Alın bölgesindeki kaslarla ilişkidedir.
-Zygomatic Dallanma: Yanak kaslarıyla ilişkili, güçlü göz kapatma hareketinde görevli kaslarla alakalıdır.
-Buccal Dallanma: Burun deliğinin, üst dudağın hareketinde; spontane göz kırpmada ve gülümsemek için dudak kenarının kıvrılmasında görevli kaslarla ilişkilidir.
-Marginal Mandibular Dallanma: Alt dudağı bastırmada görevli kaslarla ilişkilidir.
-Cervical Dallanma: Alt çene kaslarıyla ilişkilidir.
Bu sinirlerde meydana gelen herhangi bir hasar veya enfeksiyon, sinirlerin görevlerini yerine getirememesine ve yüz felcinin veya inme gibi farklı problemlerin meydana gelmesine sebep olur.
Sebebi kesin olarak bilinmemesine karşın, herpes simplex tip 1 virüsünün sebep olduğu düşünülen Bell palsy, çoğunlukla yüzün bir tarafındaki kasların felç olması ile tanımlanır. Bell palsy, inmeden alın kaslarında da felcin meydana gelmiş olmasıyla ayrılır. Alın kaslarıyla ilişkide olan temporal sinirler beynin her iki hemisferinden de sinyal aldıkları için beynin bir yarımküresinde meydan gelen inme alın kaslarını etkilemez. Bunun yanı sıra Bell palsy’de alın kasları da etkilenmiştir ve hasta kaşlarını kaldırmakta güçlük çeker. Bell palsy kendini yüzdeki asimetri ile gösterir. Yüzde düşüklük görülür. Gözde sulanma meydana gelir. Nasolabial fold denen dudak çizgileri düzleşmiştir ve gözü tamamen kapatmakta güçlük gözlenir.
Bell Palsy’de erken tanımlama önemlidir. 72 saat içerisinde corticosteroids ile tedavinin etkili olduğu görülmüştür. Çoğu hastada üç hafta içerisinde tedavi olmasalar dahi iyileşme görülür.
Corticosteroidler nasıl çalışır?
DNA histon proteinlerine sıkıca sarılarak chromatin yapısını oluşturur. RNA polimerazın transkripsiyonu başlatması ve inflammatory proteinlerin sentezinin meydana gelebilmesi için öncellikle bu chromatin yapısının açılıp genlerin express edilmeleri gerekir. Bu, farklı cofactorler kullanılarak histon proteinlerinin lysine residuelarının asetile edilmeleri ile sağlanır. Asetile edilmiş histon proteinlerinin “net charge”ı değişir ve chromatin yapısı açılmış olur. Böylelikle artık inflammatory proteinlerin transkripsiyonları başlayabilir.
Corticosteroidler, sitoplazmada glucocorticoid reseptörlere (GR) bağlanırlar. Normalde bu reseptörler chaperon proteinlerine bağlı haldedir. Reseptörlere corticosteroidlerin bağlanması reseptörün yapısını değiştirerek chaperon proteinlerinin ayrılmasına sebep olur. Bu, corticosteroid-GR complexinin nucleusa taşınması için bir sinyal oluşturur. Nucleusa taşınan complex burada DNA’nın promoter bölgesine bağlanarak çeşitli yollarla gen ifadesinin değişmesine sebep olur. Bu sayede, Anti-inflammatory proteinlerinin transkripsiyonları başlatılabilirken, histon proteinlerinin asetile edilmesinde görevli coactivator CBP inhibe edilerek inflammatory proteinlerin transkripsiyonları da dolaylı yoldan baskılanabilir. Böylelikle enfeksiyon tepkisi azaltılır.
Bir sebeple yüz felci geçiren hastalarla iletişim neden sekteye uğrar? Hastanın söylemek istediklerini yazarak da ifade edebildiğini varsayalım; bu iletişim tatmin edici midir? İnsanlar arasındaki iletişim sadece bir şeyler bildirmekten daha karmaşıktır. Hiç kimse demeden tablodaki hangi figürün İsa olduğu anlaşılır. Kimse anlatmasa dahi figürün yüzündeki hüzün hissedilir. Herkes sussa da yüz konuşur. Çünkü insan beyni susup kalamayacak kadar heyecanlıdır, sıkışıp kaldığı kafatasından bendini aşıp çağlayan bir akarsu gibi yüzde yansıtır kendini.
Referanslar
DO PATEL, DONIKA K., and Kerry H. Levin. “Bell palsy: Clinical examination and management.”
Cleveland Clinic journal of medicine 82.7 (2015): 419.
Standford University. (n.d.). What is the facial nerve? Otolaryngology — Head & Neck Surgery (OHNS). https://med.stanford.edu/ohns/OHNS-healthcare/facialnervecenter/about-the-facial-nerve.html
Barnes, Peter J. “How corticosteroids control inflammation: quintiles prize lecture 2005.”
British journal of pharmacology 148.3 (2006): 245-254.
Perutz, L. (1989). Leonardo’s Judas. New York: Arcade Pub.
Yazar:Pelin Erdoğan