Yıllardır erken tanı yöntemlerinin kısıtlılığı nedeniyle tanısı çok geç konmak zorunda kalınan bazı kanserler,başta pankreas adenokarsinomu olmak üzere çok öldürücü seyretmekteydi.Ta ki Johns Hopkins Üniversitesi Kimmel Araştırma Merkezi araştırmacılarının çığır açan buluşlarına kadar.
Yani namı diğer CancerSEEK!
Araştırmacıların amacı kanseri erkenden tanıyabilecek bir tanı yöntemi geliştirmekti.Nitekim bu yeni yöntemin,yapılan çalışmalarla hem kanseri erken tanılamada hem de hayati organlardaki tümörler üzerindeki başarısıyla umut vaad edici etkileri olduğu kanıtlanmıştır.Bu yeni kan testi mekanizmasının odaklandığı 8 ayrı kanser tipi var,bunlar: pankreas,over,mide,özefagus,karaciğer,kolorektum,akciğer ve meme kanserleridir.Bu yöntemin diğer bir dikkat çekici özelliği ise mevcut spesifik tarama yöntemiyle tespit edilemeyen pankreas,özefagus,karaciğer,over ve mide kanserlerini de rahatlıkla saptanabilir hale getiriyor olmasıdır.Testin spesifite ve sensitivitesinin yüksek olması nedeniyle yakın gelecekte onkologların ve patologların dikkatini çokça çekecek gibi gözüküyor.
Peki bu kadar olağanüstü özellikleri olan ve adına yakışır biçimde kanser dedektifliği yapan bu kan testi aslında nasıl çalışıyor?
Basitçe bakacak olursak ,hastadan direkt alınan kan örneğinde çalışılarak tanıya gidildiği için temelde likit biyopsi prensibine dayanıyor.Fakat biraz daha kompleks hali olarak tanımlayabiliriz,çünkü 2 aşaması bulunan testin ilk kısmında hastadan alınan kanda cell free DNA(cfDNA)’daki mutasyonlar tespit edilmeye çalışılıyorken ikinci aşamasında kandaki tanı belirteçlerinin miktarları ölçülüyor. 61 amplikon paneli,16 mutasyon geni ve 8 kanser ilişkili proteinle gerçekleştirilen tarama çalışmasının sonuçları ise inanılmaz!
Erken evrede saptanması geleneksel tarama yöntemleriyle imkansız olarak görülen pankreas kanserinin tespit edilme oranı %70 civarındayken erken evre karaciğer kanseri tespit edilme oranı neredeyse %100’dü. Çalışılan diğer 6 kanser tipinde de özgüllük ve sensitivite açısından oldukça kayda değer sonuçlar elde edilmiştir.
Günümüzde kanser ölümlerinin birçoğu ne yazık ki tedaviye geç kalınma sonucunda yaşanmaktadır.Bu nedenle en az kanser tedavisi çalışmaları kadar kanseri erken teşhis edebilmek için yapılacak çalışmaların,araştırmaların da üzerinde durulmalıdır.CancerSEEK,maliyetinin uygun olması,invaziv olmayan bir yöntem olması ve en önemlisi kanseri tedavi edilebilir evrede saptayabilmesi gibi olanakları sunması nedeniyle ve machine learning, multiplex-PCR gibi hayatımıza yeni giren ve büyük oranda etkileyen unsurların kullanılması nedeniyle de teknolojiden son derece faydalanılırken aynı zamanda kanser tıbbında yeni bir ekol olma potansiyelini taşıyor.
Aylar önce karşılaştığım ve bu yazıma ilham olan aşağıda linki yer alan videoyu,CancerSEEK araştırmacılarından Johns Hopkins Tıp Fakültesi’nde Gastroenteroloji ve Hepatoloji Tıp Direktörü ve Onkoloji Profesörü olan,benim de çalışmalarını yakından takip ettiğim,Anne Marie Lennon,M.D.,Ph.D.’nin anlatımıyla izlemenizi şiddetle tavsiye ederim!
Kaynakça:
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6080308/#SD2 , Cohen JD, Li L, Wang Y, et al. Detection and localization of surgically resectable cancers with a multi-analyte blood test. Science. 2018;359(6378):926-930. doi:10.1126/science.aar3247
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6469388/ , Kalinich M, Haber DA. Cancer detection: Seeking signals in blood. Science. 2018;359(6378):866-867. doi:10.1126/science.aas9102
https://www.scientificamerican.com/article/the-quest-for-cancer-detecting-blood-tests-speeds-up/#
Yazar:Çağla Orbay